
Ketojenik diyet, dünyanın pek çok yerinde Epilepsi hastaları ve yüksek kolesterolü olanlar tarafından uygulanıyor. Ayrıca kilo vermeye ve kandaki insülin seviyesini düşürmeye de yardımcı oluyor.
Peki ketojenik diyet yüksek kolesterolü düşürmede etkili oluyor mu ve seviyeleri nasıl düzenliyor? Sizler için ketojenik diyet hakkında merak edilenleri yanıtladık.
Ketojenik diyetin temel aşamaları
Ketojenik diyet bol yağ, orta protein ve çok az karbonhidrat tüketimine dayanır. Ancak bu planda tercih edilen besin öğelerinin sağlıklı gruplardan gelmesi gerekir.
Örneğin; hayvansal ve sağlıksız yağlar yerine bitkisel kaynaklı sağlıklı yağların tüketilmesi, balık gibi karbonhidrat bakımından düşük proteinlerin tercih edilmesi daha doğru olur.
Bu aşamalar doğru şekilde planlanırsa, ketojenik diyetin faydalı sonuçları kısa sürede ortaya çıkar. Bunların başında düşük karbonhidrat alımı ile sağlanan dengeli insülin seviyesi gelir.
İnsülin vücutta yağ depolama da dahil olmak üzere pek çok işlevi yerine getirir. Ketojenik diyette tüketilen karbonhidrat miktarı oldukça düşük olduğu için, karaciğerdeki yağ birikimi önlenir. Sonuç olarak karaciğerde yağlanma riski düşer.
Seçilen yağ kaynakları ise vücutta genel bir temizlik yapılmasını sağlar. Vücuda enerji vermek adına keton kaynakların kullanılması ile yüksek yağ tüketimi ve hücre temizliği arasında yakın bir ilişki vardır.
Ketojenik diyet ve kolesterol ilişkisi
Doğru besin kaynaklarının tüketilmesi, ketojenik diyetin potansiyelini artırır. Doymuş yağlar yerine bitkisel yağların kullanılması, kandaki kolesterol seviyesini düşürmede ve dengelemede etkilidir.
Bu süreçte ketoz evresinin faydalarını artırmak için ketojenik ilaç kullanımı ile düzenli egzersiz yapılması önerilir. Bu sayede hem vücuda gerekli besinlerin takviye yoluyla alımı sağlanır, hem de metabolizma hızlandırılır.
Düşük karbonhidrat tüketiminin faydalarından bir diğeri de şeker alımını azaltmasıdır. Bu sayede diyabet ve şeker hastalığı görülme riski azalır, şeker seviyeleri düzenlenir.
Karbonhidrat tüketimini oldukça düşük tutmak glikojen yıkımını da artırır. Glukoz depolayan glikojenlerin yıkımı ketonlar sayesinde gerçekleşir. Böylece vücuda daha iyi bir kaynak olan yağlardan enerji sağlanır.
Yağlardan karşılanan enerji uzun süre enerjik olmaya katkı sağlar. Bu sayede fiziksel aktivite oranında artış ve fiziksel formda iyileşme gözlenir.